Kos hakkında uzun uzadıya yazacak değilim. Aklımda, gözümün önünde yakaladığı ahtapotu vura vura köpürterek yumuşatan balıkçı Niko kalmış. Bir de benimle yaşıt Manolis adında bir sünger avcısı vardı,kendisi aslen Kalimnos’lu.Sünger avcılığı ve süngerler hakkında çok şey anlattı, dedesinin dedesi bile sünger avcısıymış, süngere denizin ciğerleri diyor ve 40 metreye daldığını söylüyor,onu dinlerken bir anda kendi yaptığım iş gözüme pek bir anlamsız geldi. Bir aralık Adama Sponge Bob esprisi yapsam mı diye düşündüm ama işini öyle bir tutku ile ciddiyetle anlatıyordu ki vazgeçtim.
Kos, içinde kilisesi, camisi,sinagogu, St. John şövalyelerinin yaptığı hisarı ve Hipokratın ağacı ( 2500 yıl önce bu ağacın altında ders verdiği söyleniyor-fotoğrafta sağ üst köşede) ile tipik bir Ege adası. Nedense adada yaşama fikri bana oldum olası güzel görünmüştür. Bir adada olmak size de anakaranın pisliği ve karmaşasından kurtulma hissi vermiyor mu ?…