Hikayemiz antik çağda başlıyor… Güneş Tanrısı Helios, Zeus’un huzuruna çıktığında Zeus Helios’a hediye olarak Rodos adasını yaratmış. Rodos için kullanılan “güneşin adası “ deyimi de buradan geliyor. Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada yer alan, yüzyıllar boyunca sayısız uygarlığa eşlik etmiş bu tarihi adanın geçmişi M.Ö 2. yy a kadar uzanıyor. O dönemde dünyanın yedi harikasından biri olan ve Heliosun betimlendiği Rodos heykeli liman girişine inşa edilmiş. Gemilerin heykelin bacaklarının arasından geçerek limana girmesi ve heykelin devasa büyüklüğü ‘nasıl yapılmış olabilir ki ‘ sorusunu da beraberinde getiriyor. Ve şüphelerim haklı çıkıyor; tarihçiler zaman içinde böyle bir heykelin dönemin şartlarına göre yapılamayacağını, depremle yıkıldığı söylenen heykelin bir tek parçasının bile bulunamamış olmasının bunun kanıtı olduğunu söylemişler. Gerçekte hiç yapılmamış olsa da Rodosluların bu heykelin mirasından her fırsatta faydalandığını söylemek mümkün.