Yazmasam olmazdı, çünkü birisi bana seyahatimin nasıl geçtiğini sorduğunda söyleyecek çok sözüm varken iyiydi deyip geçiyordum.Sonra sadece iyi demek bana yetmemeye başladı. Yaşadıklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi en yakınlarıma, aileme, arkadaşlarıma kısaca herkese söylemek istedim. Yazma serüvenim Facebook ile başladı, ama düşünerek emek harcayarak yazdığım herşey sadece bir gün geçtiğinde tarihe karışıyordu. Bir arkadaşım, çözümün blog açmak olduğu fikrini verince, işte karşınızdayım…
Bilindik gezi blogları gibi restoran veya lokasyon ismi vermiyorum. Benim sunabildiklerim, daha çok gittiğim yerlerin bana hissettirdikleri ile ilgili. Yazdıklarımın hiçbir edebi tarafı da yok. Bu yüzden sıkılıp, okumak istemeyenleri de saygıyla karşılıyorum.
Sadece gezi yazıları yazmak, tam gün çalışan ve yılda 4 hafta tatili olan birinin sitesi için çok da yeterli değil bu yüzden hayata bakışımı gösteren, kimi ciddi kimi eğlenceli, beğendiğim yazıları da ekleyerek siteyi desteklemeye çalıştım.
Keyifli okumalar…
Didem 16 Ekim 2016